ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
 

   Basına ve tüm kamuoyuna,

 

   Çocuk hakları, dünyadaki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel ve psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi hakların hepsinin birden tanımlayan evrensel bir kavramdır.

 

   Günümüzde çocuk hakları ile ilgili uluslar arası belge 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş milletler tarafından kabul edilen ve 193 ülke tarafından onaylanan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşmedir.20 Kasım günü de Evrensel Çocuk Günü/ Çocuk Hakları Günü olarak kabul edilmiştir.

 

   UNİCEF verilerine göre ; “393.000 çocuğun yarısı okula gitmeyip haftada 40 saatten fazla çalışıyor. Eğitim, sağlık, ekonomik sömürüden korunma, uygun standartta yaşama ve oyun oynama hakları ihlal ediliyor. BU YÜK ÇOCUKLARA BÜYÜK!”

 

   Türkiye İstatistik Kurumu’na göre Türkiye’de 3-17 yaş aralığında 422.000 engeli olan çocuk var ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu çocuklar toplumsal yaşama etkin biçimde katılamıyor.

 

   Türkiye hızla kentleşirken çocukların hakları gözardı ediliyor. Çocuk Dostu Şehirler kurulmuyor.Çocuk dostu şehir; çocuk haklarının saygı gördüğü ve bu hakların belediye politikalarına, süreçlerine, programlarına ve bütçelerine yansıdığı yerlerdir.KENTLEŞİRKEN ÇOCUK ÖNCELLİĞİNE DİKKAT EDİLMELİDİR.Çorum ölçeğinde daha çok park alanı, çocukların sosyalleşeceği alanlar ve bisiklet yolları yapılmalıdır.

 

   1 .3 milyon Suriyeli çocuğun kayıp kuşak olmasının önüne geçmenin tek yolu eğitimdir! Son yılların en büyük insani krizini yaşıyoruz, Suriye’deki savaş 2011’den bu yana devam ediyor. Çocuklar kriz karşısında en ağır bedeli ödeyen ve en ağır yükü taşıyan kesim olmaya devam ediyor: eğitimleri, duygusal sağlıkları, hatta yaşamları bile risk altında.Her çocuğun temel yaşam hakkı korunmalıdır.

 

   Türkiye’de 2.9 milyon üzerinde Suriyeli mülteci yaşıyor ve onların 1.2 milyonu çocuk. Bu çocukların 870 bini okul çağında ve tahmini olarak 380 bin çocuk okul dışında. Ulusal ve uluslararası STK lar krizin Suriyeli mülteci çocuklar üzerindeki etkilerinin en aza indirilmesi için çalışıyor.Devlet politikaları da bu anlamda, çocukları üstün yararı gözetilmek suretiyle günübirlik değil çok uzun vadeler için oluşturulmalıdır.

 

   Ülkemizde “babaların cinnet geçirerek çocuklarının canına kıydığı günler tanık oluyoruz.Her gün yeni bir istismar haberi ile yeniden irkiliyoruz.Küçük yaşta çocukların evliliklerine neden olabilecek yeni yasal düzenlemelerin endişesini yaşıyoruz.Canımızdan öte çocuklarımız için güzel bir dünya hayalimiz ne yazık ki giderek solmakta…

 

   Bu nedenle diyoruz ki;

 

   18 yaşına kadar her birey çocuktur.Ne kadar büyük gibi görünse de davransa da ÇOCUKTUR.

 

   Çocukların en temel hakkı YAŞAM HAKKIDIR, çocuklar hayatta kalmalı, sağlıklı ve özgürce yaşamalıdır.Bunu sağlamak ise tüm dünya devletlerinin görevidir.Hükümetler bu konuda hiçbir mazeret gösteremez, göstermemelidir.

 

   Çocukları etkileyecek kararlar alınırken, onların üstün yararları hep ön planda tutulmalıdır.Onların görüşlerini serbestçe ifade etmelerine olanak

tanınmalıdır.

   Sözleşmeye taraf devletler çocuklara yönelik her türlü ihmal, istismar ve şiddet karşısında gerekli tüm yasal, idari, toplumsal, eğitsel önlemleri

almalıdırlar..

   Çocuklar kendilerini savunamaz bu nedenle bu işi yetişkinler ve devletler onları gözeterek yapmalıdır.

 

   İster tek başına olsun isterse ana–babası veya herhangi bir başka kimse ile birlikte bulunsun, mülteci statüsü kazanmaya çalışan ya da uluslararası veya iç hukuk kural ve usulleri uyarınca mülteci sayılan bir çocuk, bulunduğu ülkedeki çocuklarla aynı haklara sahiptir.

 

   Taraf Devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişimini sağlayacak yeterli bir yaşam standardı sağlamalıdır.

 

   Çocukların gelişiminde öncelikle sorumlu; aileleri ya da vasileridir.Ancak devletler ailelere yardımcı olmak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

 

   Çocuklar dahil hiç kimse renklerine, cinsiyetlerine, tabiiyetleri ve inançlarına göre farklı muameleye tabi tutulamaz.AYRIM YAPILAMAZ.

 

   Çocuklar kendi kültürlerinden, kendi inançlarından ve dillerinden yoksun bırakılamaz.

 

   Çocuklar, her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmaz.

 

   Engelli çocuklar için özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır.

 

   Sosyal yardım ve koruma denildiğinde, ilk akla gelen çocuk olmalıdır.

 

   Çorum Barosu Çocuk Hakları Merkezi ; Her çocuk hakları ile doğar, bu haklarını kullanabilmesi, yaşamı boyunca, eşit, özgür,mutlu ve onurlu birer birey olabilmesi için, hayatın her alanında çocukların üstün yararının gözetilmesini savunmaya devam edecektir.Saygılarımızla.

 

   Bugün burada;

 

   çocukların gelişimine olumlu katkılarını gözlemlediğimiz ve her ay yanında yeni bir etkinlik ile devam eden #maksaTAKAS, oyuncak takası etkinliğinde bir araya gelmiş bulunuyoruz.Çocuk hakları sözleşmesinin Kasım ayında imzalanmış olması nedeniyle; gerek ÇOCUK HAKLARI konusunda farkındalık oluşturmak gerekse haklarını bilmeyen,

 

   belki farkında olmayan çocuklara ulaşmasını sağlamak için “çocuk haklarını” BALONLARA YAZARAK HEP BERABER UÇURACAĞIZ.18.11.2017